Krizin Muhasebesi Olur Mu?
2010-04-20 00:22:53

I.GİRİŞ

Bilindiği üzere , Ülkemiz son dönemlerde yoğun olarak krizin etkilerini hissetmeye başladı. Krizin tarifine ve kaynaklarına ilişkin bu anlamda başta Üniversiteler olmak üzere her kesim tarafından yorumlar ve açıklamalar yapılmış ve yapılmaktadır. Bu yönü ile 2008 yılı, 2009 yılına göre daha şanslı gibi......

Peki Kriz nedir ve ne anlama gelmektedir?

İktisadi açıdan Türk Dil Kurumu Sözlüğünde Kriz, aşağıdaki gibi tarif edilmektedir; kriz Fr. crise ... ekon. Çöküntü. 6. mec. Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran: "Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum." -F. R. Atay. kriz bk. bunalım BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü 5. mec. Bir toplumun, bir kuruluşun veya bir kimsenin yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran: § "Bundan dahi kriz yani buhran dedikleri afet meydana çıkarak ticarete arız olan durgunluk sanayisi de tatil eylediğinden erbâb-ı mesâî ile elleri böğürlerinde boş ve işsiz kalırlar." -Ahmet Midhat Efendi,

Ülkelerin kendi iç dinamikleri ve iktisadi yapıları , krizin etkilerini daha farklı hissetmeleri sonucunu doğuracaktır. Kimi Ülkeler örneğin, yoğun sermaye kayıpları ile birlikte istihdam kayıpları yaşarken, kimi ülkeler ise çok daha acımasız etkiler ile karşılaşacak ve ekonomileri çökme noktasına gelecektir.

II. GLOBAL KRİZLER VE KRİZ MUHASEBESİ

Global krizin etkilerini hissetmede ve çözümleri üretmede Ülkemizin sosyo psikolojik ve sosyo ekonomik açıdan şanslı olduğu görüşünü taşımaktayım. Bilakis kavramı derinleştirmek mümkündür. Döviz uygulamalarından , istikrardan , yatırım tasarruf eşitliği gibi temel bazı kavramlardan yola çıkarak çeşitli yorumlar yapmakda mümkündür. 'KRİZ VE MUHASEBE MESLEĞİNDE VİZYON' başlıklı bir yazısında NAİL SANLI Üstad, (TÜRMOB Genel BaşkanYard.) ''Ülke olarak zor bir dönem yaşıyoruz. Yıllardır kronik yüksek enflasyonla yaşamaya alışan bizler, dönemsel ekonomik krizlerin yanı sıra süreklilik arz eden bir kriz ortamını da adeta yaşar olduk.''diyerek aşağıdaki somut örneği vermektedir;

''Basiretsiz yönetimler sonucu sadece iki kamu bankasının görev zararı 23 katrilyon liradır. Hortumlanarak içleri boşaltılan ve fona devredilen bankaların bizlerin sırtına yüklediği yük ise 16.3 katrilyon liradır. Sadece bu iki rakamın toplamı 39.3 katrilyon liradır. Bu da 2001 yılı için hedeflenen 32 katrilyonluk vergi hedefinden daha büyüktür.Yapılacak işler ve alınacak tedbirler aşağı yukarı bellidir; eksik olan ve esas olan halkımızın bunları uygulayacak olanlara güvenidir. Bu güven sağlanmadığı sürece fonksiyonlarını kaybetmiş bütçe, yolsuzluğa uygun zeminler, yurtdışına kaçırılmış özel yerli sermaye ve güvensizlik ortamının yarattığı tedirginlik ile bu ekonomik spazm çözülemeyecektir. Kamu maliyesi vergilendirme ve hazine ile birlikte çökmüştür. Kamu maliyesinin bile yarısı kayıtdışıdır. Son beş yıldır hazine hesapları TBMM'de ibra edilmemektedir.Bu fedakarlık için öncelikle güvenin tesis edilmesi ve yolsuzluklara izin verilmeyen ekonomik denetim düzeninin yerleşmesi gerekmektedir.''

Bununla birlikte meslek mensubu olan bizlerinde her zaman ifade etmiş olduğu üzere Denetim kavramının önemine binaen,''Bugün yaşadığımız olaylarda muhasebe mesleğinin ve ekonominin denetiminin önemi çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Yaşadığımız kamu kaynaklı krizin temelinde, kaynakların çarçur edilmesi ve yolsuzluklar yatmaktadır. İşte bu hastalığın panzehiri ise denetimdir.''(1) Demektedir.

Elbetteki tespit ve saptamalarda verilebilecek örnekler zaman içerisinde sistemik açıdan çok fazla değişim göstermemektedir. Ekonomik sistemler çok dinamik olmakla birlikte, belirli sarmal formulleri bünyesinde barındırmaktadır. Bu döngü, zaman içinde herhangi bir noktada kriz etkisi yaratmaktadır.

Bir ülkede meydana gelen para, bankacılık, dış borç, ödemeler dengesi veya reel sektör krizleri makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan da işletmeleri genellikle olumsuz yönde etkiler. Krizle birlikte ortaya çıkan döviz kuru artışları, para ve sermaye piyasasındaki gelişmeler, değişken faizli borçlanmadan kaynaklanan finansman giderleri, düşük kapasite kullanımından doğan boş kapasite maliyetleri işletmenin mali tablolarını da doğrudan etkiler. Etkinin büyüklüğü ve yönü krizin niteliğine ve uygulanan muhasebe politikasına göre değişir. Bu bakımdan kriz dönemlerinde uygulanan muhasebe politikaları ve krizin mali tablo üzerindeki etkisi olağan faaliyetlerden ayrı bir başlık altında veya mali tablo dipnotlarında raporlanmalıdır. Zira bu, muhasebenin tam açıklama, sosyal sorumluluk ve kamunun aydınlatılması ilkelerinin bir gereğidir.(2)

Ekonomik kriz; para, bankacılık, dış borç, ödemeler dengesi veya reel sektör krizlerine bağlı olarak meydana gelebileceği gibi; küreselleşmenin sonucu olarak, başka ülkelerden sıçrama yoluyla da ortaya çıkabilir. Hangi sebepten meydana gelirse gelsin -istisnaları olmakla birlikte- ekonomik kriz işletmeleri genellikle olumsuz yönde etkiler. Krizle birlikte ülkedeki üretim-tüketim dengesi bozulur, girdi maliyetlerinin artmasıyla üretilen mamul fiyatları yükselmeye başlar, bazı yatırım kararları ertelenir veya tamamen vazgeçilir. İşsizlik artışıyla birlikte işletmelerin istihdam yapıları bozulur; çoğu firma, çalışanların bir kısmını işten çıkarır veya ücretsiz izin verir. Satışlar daha çok peşin yapılmaya başlanır ve talep yetersizliğinden dolayı kapasite kullanım oranlarında düşmeler meydana gelir, satış problemleriyle birlikte örgüt içi çatışmalar da başlayabilir. Sermaye yetersizliği ile karşı karşıya kalan firmalar kolaylıkla özkaynak temin edemezler; bu da kredi maliyetlerinin artmasına, borçların vadesinin kısalmasına neden olur. Netice itibariyle işletmelerin likidite yapılarında bozulmalar meydana gelir, alacakların vadelerinde tahsil edilme imkânı azalır, bir takım alacaklar şüpheli veya tamamen değersiz hale gelebilir. Tabiatıyla tüm bu olumsuzluklar işletmelerin mali tablolarına yansır. İşletme ilgilileri kararlarını mali tablo ve raporlara dayanarak verirler. Bu yüzden karar vericiler açısından mali tabloların açık, anlaşılır, ihtiyaca

uygun ve zamanında sunulma gibi nitelikleri taşıması önemlidir. Sözkonusu nitelikleri taşımayan bir mali tabloya dayanarak verilecek kararın isabet oranı azalır. Bu bakımdan mali tablolar hazırlanırken ekonomik krizin neden olduğu etkilerin ayrıca açıklanması, kamuyu aydınlatmanın gereği olduğu gibi, muhasebenin temel kavramlarından tam açıklama ve sosyal sorumluluk kavramlarının da gereğidir.

Ekonomik krizin neden olduğu etkilerin mali tablolarda raporlanmasına yönelik olarak muhasebe uygulamalarına yön veren muhasebe standartlarında, sermaye piyasası ve vergi mevzuatımızda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca bu konuyla ilgili yapılmış bir akademik çalışmaya da rastlanmamıştır. Ekonomik krizin işletmeler ve onun mali tabloları üzerindeki etkilerinin tümünün bir makale kapsamı içerisinde incelenemeyeceği, bunların her birinin ayrı bir çalışma konusu olduğu açıktır.(3) Bir ülkedeki ekonomik dalgalanmalar, mal ve hizmet üreten sektörlerde veya ülke ekonomisinin tamamında üretim-tüketim dengesini bozarak işletmelerin girdi, üretim, fiyat, yatırım kararları, istihdam imkanları, kar marjları, kalite düzeyleri, kapasite kullanım oranları gibi göstergeler de değişiklikler meydana getirir (Poyraz, 2002: 124-125). Ekonomik krizle firmaların üretim seviyesi, istihdam imkanları ve ücret hadlerindeki düşüşle birlikte, üretilen mamullerin satışında da sorunlar meydana gelir. Ayrıca firma içinde çatışmalar ortaya çıkar ve verimlilik düşmesine yol açar (Puxty, 1997:716). Ortaya çıkan yüksek faiz oranları, bankaların topladıkları mevduatı kredi

olarak firmalara yansıtmasına engel olur ve kredilerin vadeleri kısalır, bu da firmaların likidite yapılarını bozar. Tabiatıyla bu olumsuzluklar işletmelerin mali tablolarına yansır. Ekonomik krizlerin mali tablolar üzerindeki etkileri büyük ölçüde şunlardır (Uzay, 2004: 239-240):

-Kur farklarından kaynaklanan büyük zarar veya kar rakamları,

-Enflasyon karlarının hızlanarak artması,

-Sermayenin küçülmesi,

-Teknik iflasların oluşması,

-Stokların artması,

-Tahsilat güçlüklerine bağlı olarak ticari alacakların artması,

-Alıcıların ödeme güçlüklerine bağlı olarak şüpheli alacakların artması,

-İşçi çıkarılmalarına bağlı olarak kıdem tazminatı ödemelerinin artması,

-Ciddi zarar rakamları ile karşılaşılması,

-Çok sayıda şirketin kapanması ve tasfiye edilmesi.(4) olarak ifade edilmektedir.

Ayrıca ülkemiz açısından 2009 yılına ilişkin Hazine müsteşarlığı finansman programını açıklamış ve net borçlanma artışını ilgililere sunmuştur. Küresel krizin kamu borçlanma maliyetleri etkisi bu yönü ilede önem arzetmektedir. Üretimde hasıl olan-olacak- etkiler ve işsizlik, kriz muhasebesini anlamamıza yardımcı olacaktır.

III.SONUÇ

Bilinen bir gerçek var ki, global ekonomik krizler her daim, belirli zaman dilimlerinde yaşanmaktadır ve yaşanacaktır. Ortaya çıkan sonuçları ve nedenleri sadece siyaset üretenlere yüklemek haksızlıktır. Kuşkusuz, İşletme sahip ve yöneticilerinin bu krizlerde katkıları tartışmasızdır. Tartşılır olan veya olabilecek olansa, Elbetteki, döviz kurlarında olumlu, olumsuz etkiler gibi bir sürü etkenin tek tek neden ve sonuç olarak sayılabileceğidir.. Bununla birlikte, Globalleşen Dünyada vaki olabilecek daralmalar, her daim Kriz muhasebesi kavramını gündemde tutacaktır.

Yararlanılan Kaynaklar

(1)archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/55MaliCozum/03%20%2055%20NAİL%20SANLI.doc

(2,(3),(4),iibf.erciyes.edu.tr/akademik/aozkan/kriz.pdf -Makalenin Yayın Bilgisi: "Ekonomik Kriz ve Muhasebe Uygulamalarına Bazı Yansımalar" Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi", Cilt: 23, Sayı:2, 165-180 (2005).


KADİR DODİ

S.M.M.M

İşletme Yönetimi Bilim Uzmanı/Doktora Öğrencisi

ASMMMO Denetim Standartları Komisyon Üyesi

\n kadirdodi@gmail.com

Yazarin Diger Yazilari

ANKET

Hangi durum sizin için uygun?
 

© 2010 - Kadir DODİ - Web Tasarım: SJ